20 Şubat 2017, Pazartesi 18:09
Bu ülke kolay kurulmadı.
Mustafa Kemal Kurtuluş savaşı yıllarında Emperyalizme karşı savaşırken aynı zamanda içimizdeki hainlerle de savaştı..
O hainler o dönem İngilizlere, Yunanlılara çalıştılar.
Kendi yurtlarını, kendi halklarını sattılar.
Ama o hainler bitmedi. Yıllar geçti hala içimizde kök salmış vaziyette duruyorlar.
Unutmayın ; Bugünde bir kurtuluş savaşı var. Bugünlerde Hayır tarafında yer alarak mücadele etme zamanıdır. Ve bugünlerde en çok okumamız gereken eser Nazım Hikmet’in Kurtuluş savaşını anlattığı eşsiz eseri Kurtuluş savaşı destanıdır.
KURTULUŞ SAVAŞI DESTANI
Kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır
Ne ağaç, ne kuş sesi, ne toprak kokusu vardır.
Gündüz güneşin, gece yıldızların altında kayalardır. ……
Kayalıklarda şayak kalpaklı nöbetçi
Okşayarak gülümseyen bıyığını seyrediyordu
Kocatepe’den Dünyanın en yıldızlı karanlığını.
Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
Şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
Güzel ve rahat günlere inanıyordu
Ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında
Birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar. O, saati sordu.
Paşalar: ‘üç’ dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu.
Bıraksalar İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak
Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe’den Afyon ovasına atlıyacaktı. …….
Ali Onbaşı bir şimşek hızıyla düşündü
Ve şu türküyü duydu.
‘Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak, Bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
Yok edin insanın insana kulluğunu bu davet bizim…
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşcesine, bu hasret bizim..’
Nazım Hikmet