4 Şubat 2017, Cumartesi 17:35
Camların arkasında gece ve kar beyaz karanlıkta parlayan raylar umutsuz çaresiz sallanan eller kavuşulmamayı anlatıyorlar. Üçüncü mevki bekleme salonu çıplak ayaklı bir çocuk yatıyor. Gece ve kar yine pencerelerde acı türküsünü mırıldanıyor.. Bir türkü söylüyorlardı içeride. Bu giden kardeşimin türküsüydü. Arkadaşlar, bakmayın gözlerime bu milyonların gerçek öyküsüydü.. Evet Hikmet Uygur ağabeyim böyle gitti Torbalı’dan…12 Eylül’ün faşist cunta rejiminde bugünleri daha önce gören Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, ve niceleri gibi ağabeylerimizin ardından bu vatana sahip çıkma uğruna kodese mahkum edildi. Ve 10-12 yıl hücre zindan vs. 91 affının ardından sonra 35’li yaşlar da sivil hayata döndü. Sonraları şu anda benimde içinde bulunduğum değişik sol hareketler ve sosyal demokrat düşünceler aldı yürüdü. Kardeşinin 1999 seçimlerinde CHP belediye başkanı adayı olması ve daha sonraları 2004-2014 yılları arası Torbalı belediye başkanı olması nedeniyle yönü sola dönük bir ağabeyim olduğu için hep yanımda oldu. Bu süreçten önce çoğu kez masamı paylaştım. Daha sonraki yıllarda Ali Haner ağabeyim ve Hikmet Uygur abi ile namı diğer Yazıbaşı seçmez yörüklerinden Topal Osman(Osman Filiz) hep birlikte aynı masayı paylaştık. 13 kasım 2015 Hikmet Uygur yani devrim bir sabah devrim bir türkü diyen Hikmet Uygur ağabeyim masadan ayrıldı.
Geldik Ali Haner ağabeyime; yıllar evvel Topal Osman’ın bize sunduğu masa ikramını çok büyük espri ile Ule Osman bize çiftten bozma öküz etimi ikram ettin, bu eti dişlerim kesmiyor diyen Ali abim 20 Aralık 2016 neredeyse Hikmet abimden 1 yıl aradan sonra aramızdan ayrıldı. Hani Ali Haner ağabeyim derdi ya, 5 horoz ziraat mühendisi işte şu horoz adam gibi horoz ruhu şad olsun..
Topal Osman Dikkat et sıra ya sende ya bende..
Dokunsalar ağlayacaksın
Ama hiç dokunmuyorlar
Biçare bakan gözlerin bırak kanasın
Gücüne gitsin şarkılar Anason kokarken sofralar
Yaşlandırıyor seni aynalar
Her geçen yıl birer masadan eksiliyor dostlar
Aklın ilk göz ağrısında
Hatırlıyor mu seni hala
Dikiş tutmayan bu büyük yara
Bazı geceler kanıyor hala Anason kokan sofralar
Yaşlandırıyor seni aynalar
Her geçen yıl birer birer masadan eksiliyor dostlar
Sessizce aktı gitti yıllar
Seni hiç uyandırmadan
Ve bir sabah uyandığında
Kalmışsın tek başına
Hani çok bizim çok sevdiğimiz sosyal demokrat ( sosyalist) ablamız Candan Erçetin’in söylediği bir şarkı dizesi vardı ya o geldi aklıma.. ‘’Yalan dünyada ölümden başkası yalan’
Haksızca atılan tokat karşısında tavrını alabiliyorsan seninle dost arkadaş değiliz, yoldaşız.