24 Mart 2017, Cuma 16:15
Halis ağabeyin geçenlerde köşesinde bahsettiği gibi Torbalı’da gazeteci yada köşe yazarı isen ve bağımsızsan o kadar çok konu var ki işlenecek akıllara zarar. Gerçekten o kadar çok konu var ki konu bulmakta pek de zorlanmıyoruz. Cem Yılmaz' ın fundamentalde bir Türk'ün alakart büfeden yemek alan halinden bahseder ya hatırlamışsınızdır. Yemekler bitecek korkusuyla “ çorbayı kaşıklarken bir gözle revaniyi kesersin ya” der. Bizde konulara resmen öyle bakıyoruz. Bahsedilecek çok konu var ve biz o konulara çok açız. Biriyle uğraşırken diğeri aklımıza takılıyor. Bağımsızlık karakteriniz ise özgürce kendinizi ifade edebilir , istediğiniz her konuyu işleyebilirsiniz. Yandaş olduğunuzda işler değişir. Konu birilerine zarar verebilir diye vazgeçmek durumunda kalınabilir. Kimi yazılar birilerinin denetiminden geçebilir. Kimi konular da birilerinin hoşuna gitmez daha yeşermeden , yeşerme hakkı bulmadan baltalanabilir. Bizler şanslı yazarlarız. Gücümüzü özgürlüğümüzden ve halktan alıyoruz. Hatta konuları halkla beraber buluyor yazıyor beraber işliyoruz. Mesela bu hafta #Torbalı Dayanışma facebook sayfamızda yaptığımız anket sonucu uyuşturucu konusu oy çokluğu ile köşe yazımızın temasını oluşturdu. Konuyu çalıştık karşınıza sergiledik. Umarım beğenirsiniz. Aslında beğenilecek yazıdan öte bir işe yarayacak halka faydalı olacak yazılardan yanayım. Sahne yazının iyi okumalar.
UYUMADAN UYUŞMADAN MÜCADELEYE
Torbalı nefes aldığımız emek verdiğimiz yaşadığımız ilçemiz. Torbalı üstüne titrediğimiz ve titremeye devam edeceğimiz mekanımız. İlçemizin kötü anılmasını istemeyiz. Tabi bu işler bizim isteğimizle olmuyor. Torbalı’da en büyük sorunlardan biri uyuşturucular. Ülkemizin bir çok şehrinde ve ilçelerinde bu uyuşturucu sorunu yaşanmakta. Torbalı’da bu sorun daha ileri seviyelerde. Nedeni ise tarım kenti olması. Uyuşturucunun bir çok çeşidi bu topraklarda gizli saklı yetiştirilebiliyor. Haliyle ulaşılması kolay hale gelebiliyor. Gençler ve çocuklar için çok tehlikeli bir durum. Artık bu maddeler ilkokul kapılarında satılır hale geldi. İlçemizde genç nüfus bataklığa saplanıyor. Gençlerimiz çocuklarımız merkezde ve kırsal köylerde uyuşturucunun ağına yakalanıyorlar. Aileler yeterli bilince sahip değiller. Olmadıkları gibi birde “ bana necilik “almış yürümüş içler acısı bir durum söz konusu. “ Ben ne yetiştirir ne de kullanırım bana ne “ diyebilirsiniz. “ Beni ilgilendirmez “ diyebilirsiniz. Yalnız şunu unutmayınız. İleride bir gün bu bela döner dolaşır gelir kapınızı çalar. Her bela böyle değil midir ? “İyi hoş diyorsun da ne yapabiliriz ? “ dediğinizi duyar gibiyim. Gelişmiş bilinçli toplumlar olumsuz bir durumlar karşısında tepki verirler. Tepki toplumsal bir hareketi başlatır. Buda örgütlü bir mücadeleden geçer. Uyuşturucu ile mücadele için örgütlü hareket etmek gerekir.
İlk etapta yaşadığımız çevrede madde kullananları sağlık birimlerine satış yapan kişileri gerekli emniyet birimlerine söylemekle başlayabiliriz. Bunların dışında uyuşturucunun zararları hakkında uzman kişilerden belli aralıklarla toplantı seminer panel yapılması istenebilir. Sağlık birimleri yada belediye bu konulara öncülük yapabilir. Bizler toplumun birer ferdi olarak bilinçlenme adına gerekli kuruluşlardan talep edebiliriz. İnsiyatif yada platformlar kurarak herkesin bu konularda bilinçlenmesinde yardımcı olabiliriz. Madde kullananlara öcü gibi davranmadan sağlıklarına konuşmalarına öncülük edip yardımda bulunabiliriz. Madde kullanımı gençlerde özenti ile başlıyor. Bazen psikolojik problemleri olanlar bazen de ilgisiz, ailelerde etkili olabiliyor. Bazen can sıkıntısı, arkadaş ortamları yüzünden kullananlarda olabiliyor. Gençleri bu bataklıklardan uzak tutmalıyız. Tatlı bir dille ve emniyetle birlikte onları koruma altına almalıyız. Tutunacak bir dalı olmayan huzuru maddelerde arayan insanlar da azımsanmayacak kadar varlar. Onları da yaşama ve topluma kazandırma çabalarında bulunmalıyız. Bilinçli ve sağlıklı toplum için hep birlikte sistemli mücadele etmeliyiz. Uyuşturucuya HAYIR...