13 Mayıs 2017, Cumartesi 15:01
Edebiyatımızda terdid denilen bir söz sanatı vardır. Bir sözü okuyucu üzerinde sürpriz tesiri yapacak şekilde beklenen tersine beklenmedik bir şekilde bitirmek sonuca bağlamak anlamını içerir.. Anlatabilmek için Nevzat Üstün’ün dizeleri ile örnekleyelim.
Mustafa Kemal Ben yürürüm
Mustafa Kemal de yürür
Ben yemek yerim Mustafa Kemal’de yer
Ben şiir yazarım Mustafa Kemal devlet kurar
Dünyanın en eski partilerinden olan Mutafa Kemal’in devlet kuran partisi terdid sanatı yaparcasına bizleri şaşırtıyor. CHP İçerisinde şaibeli referandum sonrası alınması gereken tavır ve yönetim tartışmasıyla ilgili kriz giderek derinleşiyor. Oysa bileşenler hayır daha bitmedi diyorlar. CHP’nin yapması gereken bu bileşenlerin hayır cephesinin güçlü sesine kayıtsız kalmadan bileşenlerle ilişkilerini güçlü tutarak suyu bulandırmadan iktidarın zayıf noktalarını tespit ederek politikalar üretmek değil midir? Düne kadar meydanlarda halkımızdan yeni anayasaya hayır isteyen sayın Baykal’ın şimdi ortaya yeni isimler atarak şaibeli referandumu sanki meşru kılma çabası içerine girdiğini düşündürmüyor mu? Bu ne acelecilik? Daha sonuçlar bile partinin kurullarında değerlendirilmedi. Referandumdaki yüzde 49 hayır oyunun yalnızca CHP’ye ait olmadığını hepimiz biliyoruz.
Bileşenlerin hepsinin onayının alınması gerekmez mi? Genel Başkan adaylığını açıklasın, 2019’da başkan adayı değilse çekilsin.. Aday olacak kişi partinin başına en kısa zamanda geçmeli.. Abdullah Gül’ün ismi aday olarak açıklanırsa ciddiye alırım değerlendiririm.. Diyor Baykal.. Tribünlere oynuyor sayın Baykal..
Bu durum yapılanalar referandumun gayri meşru sonucunu kabullenerek hedefler ve politikalar ortaya koymak demokrasiye ve demokrasi iradesini ortaya koyan milyonlara haksızlıktır. 23 Nisan’da hem mecliste hem sokakta egemenliği tek kişiye teslim eden zihniyete tepki vardı. 1 mayıs’ta alanlarda da milyonların hayır dediğine şahit olduk. CHP referandumda bu halkın yarısını toparladı.
Muhalefet cephesini toparladı genişletti, hata yapma şansı yok bu durumu iyi yönetmeli diye düşünürken beklenmedik bir durumda karşılaştık şaşırdık. Sayın Baykal, Fikri Sağlar,S elin Sayek Böke, Muharrem İnce haklı olabilirler. Ama bu çıkışlarını erken buluyorum. Bende bir çok yapılanı olumsuz ve yanlış buluyorum ama şu anki durum bunları açıklamamızı gerektirmiyor.
Ne demiş ataralar : Denizler durulmaz dalgalanmadan. Belki de CHP denizi yeni kıyılara bu dalgalanma sonrası ulaşacak. Hayırlısı..
Sonuç olarak ; AKP istediği sonuca ulaştı. Önümüzdeki günlerde muhalefete karşı daha da sertleşeceği kanısındayım. Çünkü sürekli kriz ve düşman yaratarak ayakta kalabileceğinin farkında.. Bu mevcut gerçeği anlamadan siyasi bir birliktelik bir hat oluşumu olamaz. Cumhuriyetçilerin, laiklerin, demokratların, sosyal demokratların, sosyalistlerin, Kemalistlerin yapacakları tek şey ilkeleri ve talepleri belli bir program etrafında tabanda güç birliği yaparak iktidardaki bu siyasal anlayışı her alanda durdurmaktır. Bu anlamda CHP’ye büyük görevler düşüyor. Yoksa siyasal islamın iktidarı engellenemez. Çok geç olmadan birlikte başarabiliriz.. Hoşçakalın dostça kalın.