Ülke de öyle saçma sapan şeyler gündem oluyor ki artık şaşırmıyorum. Memlekette beyin ya felç yada patinaj yaparak kaçıyor. Bu sefer öyle bir şey oldu ki nerdeyse 100 yıllık bir tabu devrildi. Koskoca imparatoru bir Alaçatılı kebapçı devirdi. Kebap Adana'da dayak Alaçatı'da yenir. Ne dayakmış arkadaş. Sol elinin avuç içiyle tam doksana. Helal sana kebapçı. Eline koluna sağlık. Haaa tam gündem olmuşken yarın seni yılın seksi erkeği seçerler mi ? Seçerler malum burası Türkiye. Talk showlara çıkarırlar sonra ye beni öp beni diye şarkıda yapıp söyletirler dikkatli ol kebapçı. Hatta milletvekili bile olabilirsin.

Turgut'un oğlan “ benim babamı kebapçı zehirledi “ diyebilir. Her şey olabilir. Gündem oldun mu yağından sütünden yararlanırlar. Duyduğum kadarıyla kebapçının mekanını devlet müze yapmaya karar vermiş. O müzede ne sergileyecekler merak ediyorum. Köfte maşası mangal falan olabilir mi? Dedim ya şaşırmıyorum. Tepki bile veremiyorum. Gülmek bile içimi acıtıyor. Ne saçma şeylerle oyalanıyoruz.

Bir imparatoru devrildi. Milletin yağları eridi. Darısı diğer sanal imparatorların başına. Bir kafa açan konu daha var. Artık şifayı deve idrarında arayacağız. Memlekette ilim irfan kalmadı. Deve idrarı şifa olarak sunulmaya başlandı. Yakında kafelerde çay kahve gibi satılırsa şaşırmayın. Ben şaşırma duygumu zaten kaybettim. Bu tür olaylarda haliyle kara mizaha malzeme olur.

Bir karikatür gördüm. Garson müşteriye soruyor. “ Deve idrarını sütlü mü olsun sütsüz mü ? “ Güler misin ağlar mısın.... Penguen dergisinin de baş sayfası da bir o kadar düşündürücü.

Lama haber spikerini yakalar ve der ki : “ Bizde devegillerdeniz. Bizimde sidiğimiz şifalı. Bizden de bahset güzel abim.” Lama da tam bizden olmuş. Bu furyadan o da nemalanma derdinde. Bende bir sentez yaptım. Günün menüsü Alaçatı kebap yanında deve idrarı. Hadi afiyet olsun.