17 Nisan 2024, Çarşamba

Son Güncelleme: Bugün

Gündem

4 Mayıs 2017, Perşembe 08:49

SURİYELİLERE SALDIRININ SEBEBİ EMEK SÖMÜRÜSÜ

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Sosyoloji Bölümü akademisyenlerinden Doç. Dr. Banu Kavaklı Birdal, Torbalı Pamukyazı gibi Suriyeli göçmenlerle halk arasında yaşanan gerginliğin özünde yatan temel etmenin emek sömürüsü olduğuna dikkat çekiyor.

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Sosyoloji Bölümü akademisyenlerinden Doç. Dr. Banu Kavaklı Birdal, Torbalı Pamukyazı gibi Suriyeli göçmenlerle halk arasında yaşanan gerginliğin özünde yatan temel etmenin emek sömürüsü olduğuna dikkat çekiyor. Suriyeli mültecilerin ucuz iş gücü olarak görülmesinin yerli halka işsizlik ve ücretlerin düşmesi olarak yansıdığını söyleyen Birdal, Suriyeli mültecilere hayırseverlik uygulamaları yerine hak temelli uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. “Sorun ilk etapta ötekileştirilmiş bir grup olan Suriyeli mültecilere yerel halkın kışkırtılmış tepkisi gibi gözükse de özünde emek sömürüsü yatıyor” diyen Birdal, Suriyelilerin 6 yıla yaklaşan birlikte yaşam pratiğine rağmen hâlâ net bir statüye sahip olamamalarının da bu durumu tetiklediğini ifade etti.

KORUMASIZ VE SÖMÜRÜYE AÇIKLAR

Mültecilerin sahip oldukları muğlak statü sebebiyle çalışma izni meselesinin çözülememiş olmasının emek sömürüsüne yol açtığının altını çizen Birdal, Suriyeli mültecilerin sistem dahilinde son derece korunmasız ve sömürüye açık bir iş gücünü de temsil ettiklerini söyledi. Üreticilerin iş gücü ihtiyacını mevsimlik tarım işçileri yoluyla karşıladığı yerlerde son 5 yıldır Suriyelilerin kadın, erkek ve hatta çocuk demeden düşük yevmiyelerle ve insanlık dışı koşullarda çalıştırıldığına dikkat çeken Birdal, “Ucuz iş gücünün peşine düşen tarımsal üreticiler ve onlara aracılık yapan dayıbaşıları eliyle yürütülen bu sömürü düzeninde geleceksiz ve güvencesiz olarak yer alıyor Suriyeliler” dedi.

EKONOMİK KAYGI VE REKABET ÇATIŞTIRIYOR

Birdal, tarım işçiliğinin Suriyeliler tarafından kabul edilemez koşullarda ve düşük ücretlerle dolduruluyor olmasının bölgedeki yerli halk arasında işsizlik ve ücretlerin düşmesi olarak da kendini gösterdiğini kaydetti. Birdal, bu durumun ekonomik kaygı ve rekabet hislerini derinleştirerek kendisinden olmayanı cezalandırma hatta yok etmeye dönük davranışlara ortam yarattığını söyleyerek şöyle devam etti: “Zaten dolaşımda olan ayrımcı söylem, güvenlik tartışmaları ve toplumsal uyumsuzluğa işaret eden ön yargılarla birleştiğinde bugün şahit olduğumuz saldırılar gerçekleşiyor. Ne acıdır ki, savaşla yerinden yurdundan edilen bu insanlar sözde komşuluk ve din kardeşliği altında kabul edildikleri bu ülkede, maddi ve manevi yokluklara rağmen yürüttükleri var olma mücadelesinde de yerlerinden ediliyorlar.”