Bulgaristan'dan sosyalist düzenden alıp getirilen devşirme sporcu Naim Süleymanoğlu vefat etti. Sosyalizmi beğenmezler ama yetişen sporcuları havada kapılır. Demekki disiplin var bu düzende... Cep herkülü olarak tanınan Naim Süleymanoğlu ülkemize katıldığı branşlarda bir çok zaferler kazandırdı. Türk bayrağını göklere çektirdi ve milli marşımızı bir çok kez çaldırdı. Kendisine bireysel anlamda teşekkür ediyor saygı duyuyorum. Ailesine çevresine sabırlar diliyorum.

Yalnız devletimiz böyle sporcuların ismini neden spor merkezlerine statlara vermez ? Bu ülkede futboldan farklı spor dallarında emek veren insanlar neden gerekli saygıyı görmezler ? Anlamıyorum. Bu zihniyetle ve bu alt yapıyla daha çok devşirme sporcular gelir gider bu ülkeye. Sonra vefat ettiklerinde siyasiler en baş safta cenazede saf tutarlar. Bizde yaşayan değil ölen birden değerlenir. Ülkemizde ölü seven bir zihniyet var. Hatta doğruyu gerçeği söyleyenleri, seksen yaşında olsa dahi seksi erkek seçenler var. Bu ülke böyle maalesef. Dünya şampiyonu bir sporcuyu yarın işporta bir şeyler satarken görürseniz şaşırmayın.

Bu ülkede bisiklet yarışlarında ülkemizi temsil etmiş ne devlet tarafından nede özel sektörden destek alamayan sporcular tanıyorum. Bilardo şampiyonu bile dizi reklam oyuncusu oldu. Daha neler neler... Maalesef özendirilmesi gereken gençleri kara bataklığa itiyoruz farkında değiliz. Umudumuz gençlerde ama gençlere pek fırsat tanınmıyor maalesef. Sporda kısa zamanda ve hiç uğraşmadan başarılar bekleniyor. Armut piş ağzıma düş hesabı. Böyle spor anlayışı mı olur? Düzgün alt yapısı olmayan ve sporcu yetiştiremeyen bir ülkeyiz. Yanlışlıkla yetişse bile o kişiyi bile elimizde tutamıyoruz yada bataklığa itiyoruz. Bunu kabullenen bir devlet yapısı var. Haliyle hazır yetişmiş devşirme sporcularla suni başarılar elde ediyorlar. Aslında bu durum pisliğin halı altına itilmesine benziyor.

Futboldan ele alalım mesela son zamanların başarılı takımı Beşiktaş. Yerli futbolcuları gurbetçi. Maalesef takımda yerli sporcu yok. Var ama anca yedek olabiliyorlar. Baskette Fenerbahçe Avrupa kupası aldı geldi. Takımda yerli sporcu yok. Elvan adında Afrikalı bayan var koşucu. Oda bir ara dünya rekorları kırdı. O zamanlar baya bir sükse yaptı medyada. Ben pek gurur duyamadım. Kendi ülkesini temsil edemeyen Elvan'a mı üzüleyim yoksa kendi ülkemde yetişemeyen bayan koşuculara mı?

Ülkemiz maalesef kapitalist kafayla sporu idare ediyor. Avrupa özentili bir kafa. Erzurum’da kayak merkezi yapıldı bir iki senede çöktü. Yapılan o kadar masraf çöpe gitti. Sanırım antrenman yapan bir sporcu vefat etti orda. Biz yaparken yıkan bir milletiz. Haliyle başarı gelmeden uzaklaşıyor. Bir milli spor güreşte doğal başarılar alabiliyoruz.

Sanırım kavgayı sevdiğimizden olsa gerek. Memlekette bir çok şeyde olduğu gibi sporda da devrim gerekiyor.