25 Nisan 2024, Perşembe

Son Güncelleme: Bugün

Gündem

1 Temmuz 2017, Cumartesi 08:56

ON YEDİ VE YÜZ ON BEŞ TEMMUZ

Adalet yürüyüşünün On Yedinci günü. CHP Millet Vekili Enis Berberoğlunun alel acele derbest edilerek zindana koyulmasından sonra, şimdiye kadar ülkemiz de yaşanan adaletsizlik ve hukuksuzluktan şikayetçi olanların cehennem sıcaklarına aldırış etmeden tepki gösterdikleri Demokratik hak olan barışçıl yürüyüşlerini bir kere daha kutluyorum. Hangi olay Devlet sırrıdır, hangi olay devlet sırrı değildir bunu kestirebilmek zor artık.

Mit tırları haberi devlet sırrı niteliğinde ise kanunlara göre,Tuğrul Türkeş bey de bu sır hakkında sözler söylemişti.Hem de devletin açıklamalarının tam tersi olan.Onun hakkında niye soruşturma yok diye sormadan edemiyor İnsan. İlahi Hukukun tecelli etmesi derler ya bizim insanlarımız, herkes için, her zaman ilahi veya evrensel hukuk herkes için gerek. Beğenmeye bilirsiniz,yanlış bulabilirsiniz,desteklemiyor olabilirsiniz hatta bu yürüyüşün tam karşısında da olabilirsiniz hatta onları protesto eden demokratik ve barışçıl gösteri de yapabilirsiniz. Ne güzel olur hiç birinizin aklına gelmedi mi bu? İlla ki birileri size yürüyün be aslanlarım demesi mi gerekiyor.

Adı üzerin de muhalefet, iktidarın uygulamalarını beğenmediği için eleştirel tepki gösteriyor olay bu kadar basit iken, lütuf zihniyeti olma- malıydı.Yediğini yollara dökerek protesto olmamalı idi.Yine beceremediniz, yine sınıfta kaldınız.Tabi ki tebrik etmeden geçmeyeyim.Şu ana kadar palaları, odunları alıp saldırmadığınız için. Dünyanın neresinde olursa olsun barışçıl muhalefet bir haktır. Siz de görüyorsunuz iktidar ne kadar güçlü olursa olsun muhalefet,adalet ve hukuk arayışı hep olacak. Demokrasi tam da böyle bir şey zaten.

Gözden kaçmıştır Mısır'daki askeri darbe gerçekleşir iken darbe taraftarları bir meydanda,darbe karşıtları başka meydanda gösteriler yapıyorlardı,baskı ve şiddete karşı direniyorlardı hem de ölmek pahasına. Birçok soru işareti barındıran On Beş Temmuz darbe girişimine karşı da yaşanmadı mı sokaklara çıkmak. Ne güzel tepki gösteren toplum olabilmişiz ki daha düne kadar beraber yürümüyor mu idiniz siz bunlar ile.Tam da burada sormak isterim. On Beş Temmuz da sokağa çıkan düşünce grubuna On İki Eylül Bin Dokuz Seksen de neredeydiniz?Niye O zaman protesto etmediniz?

O darbe doğru, bu darbe yanlış mı idi? Hem sağ duyumuzu, hem de sol duyumuzu ikisini birden yitirmiş olamayız. İki vatandaş işimi geriye istiyorum diye açlık grevine başlamışlardı. Devlet denen aygıt bireyler üstü olmalıydı. Evlere şenlik, bağırıp çağıran, devlet öç alır diyebilen İçişleri Bakanımızın açıklamalarına dayanarak Nuriye ve Semih Terör örgütü üyesi imiş, bilmem kaç kere göz altına alınmışlar.Tamam bu bilgileri cebe koyalım soralım Sayın İçişleri Bakanına; Nuriye Ve Semih tutuklanıp ceza evine gönderilmeden önce dışarıda ve sadece işimi geri istiyorum diye eylem yapmıyorlar mıydı?

Nasıl terör örgütü üyesi bunlar dışarıda ve serbest.Ne ise İçişleri Bakanını bırakalım,Yüz On Beş gündür İki İnsan açlık grevinde. Yakın zamanda hayatlarını kaybederler,kaybetmeseler bile sakat kalırlar.nereli ve kimlerden, hangi düşünceye sahip olursa olsun İki İnsanın bu duruma düşmesi hepimizin içini sızlatacak, duyguya sahip olmamız gerekiyordu.

Devlet İnsanını birey yerine koyup sorunu çözmesi gerekiyor idi. Çözdü de ceza evine atarak,ortalıkta görünmelerine engel olarak. Ne On İki Eylüllerde,Ne On Beş Temmuzlarda,nede açlık grevlerinde insanlarımız vaktinden önce ecelsiz ölmesin.Sorunlarımız çok biliyorum,asgari müştereklerde buluşarak medeni İnsanların yaptıkları gibi,birbirimize olan saygımızı yitirmeden,kavga etmeden, kırıp dökmeden birlikte yaşamak olası.Başarabiliriz.