20 Nisan 2024, Cumartesi

Son Güncelleme: Bugün

Gündem

1 Nisan 2017, Cumartesi 08:57

MEYDANLARA DOKUNMAK 2

Önceki yazımızda ; kentlerin anıları ve hafızaları daha çok kentin meydanında saklıdır , dedik… Torbalı’mız da Atatürk heykeli alındıktan sonra boşalan kent meydanımıza başsız “kız kardeşler” heykeli yerleştirildi… Kime soruldu , niçin konuldu , bilmiyorum. Ama onlarında bir hikayesi var. Anlatalım…

Bu “ikiz kardeşler” heykelleri Metropolis’te bulundu… Bu bölgenin tanrıçaları . Benzerlerine Klopon (Değirmendere) , Klaros (Çile köyü) ve Lebedos (Ürkmez) antik kentlerinde de rastlanır. Eski Yunanlılar çok tanrılı dinlere inanırlar , tanrıları da insan gibi düşünür ve insan şeklinde hayal ederlermiş… Baş tanrı Zeus ile bereketi simgeleyen tanrıca Demeter’in birleşmesinden bir kızları olur. Adına Kore (Persephone) derler… Kore çok güzel bir kız olur. Hem efsanede , hem de tapımında Demeter Ana ile kızı Kore birlikte anılırlar. Bunlara iki tanrıça da denilir. Güzel Kore yeraltı tanrısı Hades tarafından kaçırılır. Demeter kızını bulamayınca yaşama küser.Issız bir köşeye çekilir , özellikle buğdayı simgeleyen Demeter küsünce toprağın bereketi kaçar, kıtlık baş gösterir. Olaya baş tanrı Zeus müdahale eder artık Kore kışları kocası olan yeraltı tanrısı Hades’in yanında yazları da annesi olan bereket tanrıçası Demeter’in yanında geçirmeye başlar toprağa yeniden bereket gelir. Bu günde kutladığımız Nevruzun eski Yunanlıdaki versiyonu bu efsanedir. İşte bizim kent meydanımız belediye binamızın önünden kaldırılan başsız iki kadın heykeli Demeter ile kızı Korenin iki tanrıçanın heykeliydi. Binlerce yıl önce burada yaşayan hemşehrilerimizin tanrıları.

Ana tanrıça kenti Metropolis’te bulunan bu heykellere alışırken kimseye sorulmadan kaldırılmasına tanık olduk. Meydana tekrar dokunuldu, nur topu gibi tuğralı muğralı bir kent meydanımız oldu… Zor bir dönemden geçiyoruz zor!.. Atatürk’ümüzün hedef gösterdiği “muasır medeniye” seviyesine nasıl çıkarız ? Evrim teorisini okul kitaplarından çıkaran bilimde , sanatta kırılma noktası yaşayan bir yerdeyiz. Dünya kök hücre deneylerinden uzay çalışmalarına hızla ilerlerken köprü , tünel , yol yaptık diye yüzyıl öncesinin beton teknolojisini ilerleme ve medeniyet diye sunmak yanlıştır , yanlış… Yeni Osmanlıcılık ve hilafet rüyası görenler dünyaya bakıp uyanmalıdırlar. Bu masal ve çocuk müsameresine inanmıyorum.

Tuğra ; Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları , özel bir biçimi olan sembolleşmiş işaretin adıdır. Kent meydanına dikilen bu ilginç , acayip şekil ne ? Neyin sembolüdür ? Ödünç borç alınan bu sembol neyin nesi ? Sülüs yazı değil , tuğrada değil… 21.yüzyıl Torbalısı çağdaş , laik , cumhuriyet değerlerine ve Atatürk ilkelerine gönülden bağlıdır. Meydandaki şekli görünce şaşırdım.. Sayın Başkan Adnan Yaşar Görmezi seçim sonrası kutladım , kendisiyle kişisel bir sorunum da yok. Ancak medyatik olmak için , siyasal rant için tuğra özentisi bir şekli kentin meydanına koymasını anlamış değilim . Sayın başkanın yeni seçildiği dönemlerde medyatik olmak için Abdülhamit fotoğrafına sırtını dayadığını da biliyorum. O fotoğraf şimdi kent arşivinde sanırım. Sayın başkan medyatik olmanın başka yolları da vardır . Keşke o yolları bulsaydınız.

Bir kentin meydanından bir figür ya da heykeli kaldırıp yerine başka bir şey koymayı düşünüyorsanız , önce o kentte yaşayanların onayını alma nezaketini göstermelisiniz… Yoksa bu orada yaşayan herkese yapılan bir saygısızlıktır. Yerel Yöneticiler kendi ihtiraslarına yenilmemelidir. Bir kenti yönetenlerin siyasilerle özdeşlik kurması affedilemez. Tuğra özentisi garip şekle , öğretim üyesi bir arkadaşımla tekrar baktım, çözemedik.. Olup bitene suskun kalmayı da bu kentte yaşayan bir birey olarak ahlaki bulmadığım için bunları yazmak ve yaşayan bir birey olarak ahlaki bulmadığım için bunları yazmak ve söylemek zorundayım.

Bir gün bu ilçe halkından onları yönetmek için demokratik bir yetki alırsam yapılacak bir referandumla o meydana Atatürk’ün , aydınlık Türkiye’nin kurucusunun , heykelini yeniden yerine koymak arzusundayım… Kent meydanlarımıza dokunmayın , hafızalarımızı silip , anılarımı yok etmeyin . Lütfen! Daha çağdaş bir Türkiye ve daha aydınlık geleceği olan bir Torbalı’da yaşamak dileğindeyim.. Yazımızı bir cümleyle bitirelim. Kentinize sahip çıkınız. Çocuklarına sahip çıkar gibi. Unutmayın ; kentler çocuk gibidir , uyurken ışık açık bırakılır…

Hoşçakalın , dostça kalın.