29 Mart 2024, Cuma

Son Güncelleme: Bugün

Gündem

10 Ekim 2017, Salı 08:26

KEMALPAŞA KAVŞAĞI VE ORGANİK PAZAR

Bu hafta iki konudan bahsetmek istiyorum.Biri Torbalı Belediyesinin inşa ettiği organik pazar diğeride Kemalpaşa kavşağı. Kemalpaşa kavşağından başlamak istiyorum. Malum kavşak araç kullanan herkesi strese sokuyor. Bir gün bende kaza yapacağım diye korkuyorum. Birgün Bizim Torbalı gazetemizde Ali İmren kaza yapmış diye okursanız şaşırmayın. Her gün bisikletimle o kavşağı kullanıyorum. Emniyet şeridinden gitsem bile aceleci sürücüler birgün üstüme çıkacaklar. Trafikten genelde dert yanıyoruz ya genelde bence sürücüler de ttafik kadar sorunlu. Maalesef Torbalı’da trafik canavarı çok. Yoksa gazetlerde çarşaf çarşaf kazalardan bahsedilmezdi.

Uçan yollar falan yapılacak falan deniliyor ama ben kısa zamanda yapılacağını pek sanmıyorum. Bence Gaziemir'de olduğu gibi batan çıkan bir yol yapsalar yeterli olur. Hatta aynı yolu Bayındır kavşağına da yapabilirler. Anayol trafiği rahatlar diye düşünüyorum. Bu yollar yapılana kadar da sabahları saat 7.00 ile 9.00 akşamları189.00 ile 21.00 arası kamyon ve tır gibi büyük araçların bahsettiğimiz kavşakların kullanması yasak olması gerekir. Trafiği felç eden zaten bu tarz araçlar. Yetkililere nacizane önerimizdir. Lütfen belli saatlerde büyük araçlar trafiğe çıkmasın.

İkinci konumuz Torbalı Belediyesinin Organik Pazarı. Yer ve şekil olarak eleştirmeyeceğim. Bom boş durduğunu da eleştirmeyeceğim. Yarın o pazara hangi organik ürün gelecek onu merak ediyorum. Organik tarım ilçemizde yapılıyor mu ? Yapılıyorsa nasıl ne şekillerde yapılıyor? Yapan kişilerin resmi evrakları var mı? Devlet organik tarım yapmak için hangi koşulları belirlemiş? Organik tarım yapmak isteyen şahıslardan devlet neler istiyor. Hızla geliştiği söylenen Torbalı ilçesi organik tarıma uygun mu? Bu sorulara yaptığımız araştırmalar sonucu Torbalı’da organik tarımın yapılması neredeyse imkansız.

Neden mi? Hemen açıklayalım. Bir kere Torbalının tüm köylerinde fabrika mevcut. Karakuyu bölgesi sağlı sollu fabrika dolu mesela. Her fabrika çevreye zehirli madde saçıyor. Zehir saçılan yerlerde organik tarım olmaz. Devlet zaten 5 yıl denetime tutuyor ondan sonra organik üretim belgesi veriyor. Koşullar ağır. Ufacık bir hatada dosyanız yanıyor. Bir köylünün 5 yıl denetime tutulması demek o köylünün 5 yılının riske atılması demek. Bence hiç bir köylü vatandaş böyle riske girmez. Zaten geçinemiyor. Farzedelim niyeti belgeyi almak için uğraşıyor. Yan tarlasındaki komşusu kimyasal ilaç ve gübre kullandı.

Rüzgar börtü böcek onları taşıdı organik tarlaya getirdi. Yapılan denetimlerde bunlar çıkıyor. Yani niyetin ne kadar iyi olsada çevrendeki tarla sahiplerinin kimyasal kullanması sonucu organik tarımı engelliyor. Sadece komşular mı? Bölgeden geçen uçağın bile tarıma zararı var. Uçaklar çevreye kurşun saçıyor. Organik tarım bölgesinden uçağın geçmesi bile yasak. Bu şartlarda nasıl organik tarım yapacaksın?

Memlekette yerli tohum zaten yasak. Nasıl organik tarım yapacaksın? Hadi tüm koşulları sağladın diyelim. Halkın alım gücü zaten yok. Çıkan ürün pahalı olacak. Köylünün de sosyetik pazarlara çıkacak hali yok yine aracılar köşe olacak. Vay bu köylünün haline...Yani belediyenin organik pazarına anlayacağınız pek organik ürün gelmeyecek. Kendinizi buna alıştırın.

Yazının sonunu sevdiğim arkadaşım Barış Kızılkaya'nın Nuriye ve Semih'e ithaf ettiği şiirle bitirmek istiyorum. Kendinize iyi bakın dostlar. “ diyeceksin “ gün gelecek bir gün”. Soluyarak çıkacaksın kapıdan. Üstün yırtık pırtık. Önüne gelene küfür edeceksin. Bağıracaksın “hak” diyeceksin. “Hak, hak yaşama hakkımı istiyorum” diyeceksin.İNSANCA...” B.K.