Geçtiğimiz günlerden İki kadın portresini anımsamakta  yarar var sanırım.

Bu gün İzmir il binası açılışı yapacak olan İyi Parti genel yöneticisi sayın Meral Akşener  hanımdan başlayalım. İlimize hoş geldiniz.

Son günlerde ÖSO hakkında kimseden ses seda çıkmıyor,şehitlerimiz onlarla beraber sayılmıyor nihayet, ancak geçmiş günlerde bir hayli yaygara kopmuştu ya işte o günlerde aklımda kalan sayın Akşener’in sözü unutulacak gibi değil.TSK’nın yanında ÖSO  için şimdilik bir şeyler söylemeyelim çünkü,ÖSO içinde Türkmen’ler de var demişti. Ben de şimdi soruyorum sayın Akşener, Türkmen gruplarının içinde IŞİD’li veya diğer grupların olma olasılığı yok mu sizce? Adı sadece Türk kelimesi ile  başlayınca eleştiri yok mu sizde?

Akşener hanımın iktidara karşı yaptığı eleştirilerde gayet samimi ve nazik dil kullanmasını,siyaset için olumlu buluyorum.Bir endişemi de yazmazsam olmaz,yanılan ben olmak istiyorum çünkü.Siyasi  hayat içinde yer ve zemin değiştirenleri çok gördüğümüzden dolayı  “yok aslında birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı bankasıyız” reklamlarında ki gibi o da Bakanlık teklifi alırsa partisini bırakıp gider mi?

Gelelim İkinci kadın kahramana.Belki unutmuş olabilirsiniz sayın Hülya Koçyiğit. Eski sinema oyuncusu diyorum ben, sanatçı değil çünkü. Benim görüşüm sanatçı denilen kişi yaratıcı ve eleştirel olur sözlerini hatırlayalım.”Baskı olduğunu düşünmüyorum, bundan daha açık bir toplum görmedim,herkes fazla özgür ” Hülya hanımın anladığı özgürlük ile benim anladığım özgürlük birbiriyle hiç bağdaşmıyor. Hele herkes fazla özgür cümlesini nereye koymak gerekir karar veremedim. Burhan Kuzu gibi konuşmak özgürlük ise ben almayayım Hülya hanım.Ö zgürlüğünüzü doya, doya, doya kullanın.Tarih sizi de yazacak.

Başbakana seslenen gençler Afrin’e bizi de götür dediler, Binali bey çıkışta kapıda hazır olun dedi ancak toplantı sonunda  kapıda gençler yoktu.Yani partili gençleri de Binali beyi kandırdılar bence.