23 Nisan 2024, Salı

Son Güncelleme: Bugün

Gündem

18 Mayıs 2017, Perşembe 08:42

HATIRLATACAK BİR ŞEYİMİZ VAR

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı(!) yaklaşırken kahraman Türk polisimiz(!) de üzerine düşülecek, yazılacak, çizilecek bir sürü konu veriyor bizlere. Şırnak’ın Silopi ilçesinde, panzerin ezdiği Muhammet ve Furkan kardeşler, İstanbul’da polis kurşunu ile öldürülen 18 yaşındaki örgüt lideri(!) Sıla, Berkin Elvan, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert, Ahmet Atakan, Hasan Ferit Gedik, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım… Üzerlerine ismi bile bize ulaşamamış daha kim bilir kaç tane can… Burada bu insanların, bu gençlerin aslında ne yapmaya çalıştığına ya da kim olduğuna dair nutuk atma gereksinimi duymuyorum.

Zira ülkemizde yaşayan fikir ve vicdan sahibi herkes bu insanların ne yapmaya çalıştıklarını ve ne yapmaya çalışmadıklarını bilir. Geri kalanlara ise buraya yazdığımız üç beş satırla zaten artık ulaşamayız. Benim bu seneki 19 Mayıs öncesi bahsetmek istediğim şey daha çok gençlik olarak bizim ne yapmamız gerektiği ve bize ne yaptırılmak istendiği.

Daha önce “Gençlik mi Siyasetten Siyaset mi Gençlikten?” başlıklı yazımda düşüncelerimi açıkça anlatmıştım. Halkın, bilhassa gençlerin siyasetle uğraşması gerektiğini düşünmemin sebebini hatırlatmam gerekirse, Antik Yunan filozofu Platon’dan bir alıntı yapmak yeterli olacak: “Akıllı insanların siyasetle uğraşmamasının cezası, aptallar tarafından yönetilmektir.” Burada söylemi, -özellikle emperyalizm destekli 12 Eylül darbesinden sonra başlayıp doksan sonrası zirveyi bulan- bir apolitizasyon sürecine maruz kalmış, politikadan, dünya ve ülke gündemlerinden hızla uzaklaştırılmaya çalışılmış gençliğe odaklamak durumundayız.

Çünkü bu bahsettiğimiz apolitizasyon sürecinin 2013 Haziran Direnişi’nde ve özellikle hile hurdanın gırla gittiği 16 Nisan referandumu sonrasında ne kadar kısıtlı işleyebildiğini gördük. (Unutmadan Haziran Direnişi’nin üzerinden dört sene geçmiş olsa da o direnişi yaratan toplamlar hala bu ülkededir.

Bu topraklar hala o umudu yeşertmektedir!) Apolitizasyon süreci sekteye uğrayan hükümet de bu süreçte bir “depolitizasyon” yani yapılan politikayı etkisiz kılma uğraşına girmiştir. Bu saldırıya karşı ise gençlik baş eğmemelidir, yalnız değildir, yalnız kalmamalıdır! Gençlik ne kadar direnirse, öğretmeninden, emekçisinden o kadar destek bulacaktır!