15 Haziran 2017, Perşembe 08:55
Eğitim Sen Torbalı Temsilciliği, Torbalı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledi
Eğitim Sen Torbalı Temsilciliği, Torbalı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledi. 29 Aralık 2015’te Torbalı’da ‘Savaşa Karşı Barışı Savunacağız’ sloganı iş bırakan 72 öğretmen, İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kesin ihraç talebiyle MEB Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilmişti. Dosyaları inceleyen Yüksek Disiplin Kurulu, ‘Sendikal faaliyetler suç değildir’ gerekçesiyle ihraç taleplerini reddetti. Bunun üzerine İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü hizmet binası önünde bir araya gelen Eğitim Sen Torbalı Temsilciliği üyeleri, ihraç talebinde bulunan kurumları protesto etti
MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEDİK
Torbalı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelen Eğitim Sen Torbalı Temsilciliği basın açıklaması okudu. Açıklamayı okuyan Nuri Önder, “15 Temmuz darbe girişimi sonrası darbecilerle hesaplaşma adına başlayan, yasa ve hukuk tanımayan OHAL ve KHK’lı süreç, hükümetin yerli ve yabancı sermayeyi besleyen politikalarını hayata geçirmede bulunmaz fırsat oldu. 29 Aralık 2015’de KESK, DİSK, TTB ve TMMOB tarafından alınan bir günlük grev kararının üzerinden geçen iki yıla rağmen hükümet birden harekete geçti ve bu eyleme katılmayı teröre destek sayarak binlerce öğretmeni açığa aldı. Eğitim Sen ve KESK dönük yürütülen kara propaganda ile tüm emekçilere gözdağı verdi. Eyleme katılan emekçiler hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldı. Demokrasiden barıştan ve insanca yaşamdan yana olanlar şahsında, bütün emekçilere ve yoksul yığınlara yönelen bu keyfi, gayriahlâkî, gayrihukuki süreç karşısında OHAL ve KHK’lara rağmen bu cadı avına son verilmesi, ihraç edilen arkadaşlarımızın, hocalarımızın görevlerine iade edilmesi, bu hukuksuzluğa son verilmesi, demokrasinin ve gerçek laikliğin yeniden inşa edilmesi için mücadelemizden vazgeçmedik” dedi.
OHAL KALKSIN
Önder açıklamasını, “Çünkü hükümet, öğretmene, bilim insanlarına sormadan, danışmadan sözde eğitimin kalitesi artırmak adına ve daha bir sürü süslü laflarla servis ettiği “Öğretmen Strateji Belgesi” ile inancına kimliğine, siyasi görüşüne, cinsiyetine bakmaksızın güvencesiz, çalışmayı, düşük ücreti ve angarya çalışmayı dayatmak üzere kolları sıvamıştır. Nasıl ki, 12 Eylül Askeri Darbesinin gölgesi ve güvencesinde 24 Ocak 1980 ekonomik kararları uygulamaya sokulmuş özelleştirmeler, sendikasızlaştırmalar yaygınlaştırılmışsa bu gün de aynı politikaların devamı olan sağlık hakkı, eğitim hakkı, çalışma hakkı gibi en temel insan haklarının yok edilmesi, OHAL koşullarında ve KHK gölgesinde sürdürülmeye çalışılmaktadır. Eğitim emekçilerinin kazanılmış haklarını gasp etmenin, emekliliğine ve birikimlerine göz dikmenin, bir öğretmenden üç öğretmenin işini bekleyip asgari ücrete mahkûm etmenin, angarya çalışmanın sosyal ve özlük haklarını kolayca ellerinden alıvermenin önündeki tek engel emekçilerin örgütlü gücüdür. İşte Eğitim Sen bu gücün ve birikimin adıdır. 100 yıllık mücadele deneyimlerimizin bize gösterdiği saldırılar karşısında düne göre çok daha fazla birlik olmak, cesaretimizi ve gücümüzü bu örgütlülüğümüzden almaktan başka önümüzde yol yoktur. Bir kere daha hep birlikte haykırıyoruz ki, saldırılar karşısında yılmayacağız, geri adım atmayacağız ve mücadelemizi daha kitleselleşerek ve genişleyerek büyüteceğiz” şeklinde konuştu . HASAN DEMİR