Torbalı son yılların en şiddetli yağmurunu geçirdi. Köprüler yıkıldı, bir çok fabrikayı su bastı, yollar perişan oldu..

Ama en çok zararı bir kesim çekti.

Torbalı çiftçisi perişan oldu.

Pancar’dan Karakuyu’ya, Özbey’den Sağlık’a kadar birçok ekili alan su içinde kaldı.

Tarlasını kışlık sebzelerle dolduran ve hasat bekleyen Torbalı çiftçisini yaşadığı afetle eli böğründe kaldı.

Hala şiddetli yağmurun üstünden günler geçtiği halde birçok ekili alan su altında, birçok işyerinde üretim yapılamıyor.

Lafa geldi mi, hava atmaya geldi mi en çok vergi veren ilçeyiz, uçtuk, kaçtık edebiyatı yapanlardan ses seda yok.

Torbalı çiftçisi kaderine terk edilmiş durumda.

Ürünler hasat olup kasalara doldurulurken, tarlalar mahsulle taşarken gidip o kasaların önünde boy boy poz verenleri, çamur deryasına dönmüş tarlalarda ayaklarında çizmeyle göremedik.

Çiftçi zaten son devalüasyondan sonra gıdı gıdına şartlarda üretim yapıyordu.

Mazot aldı başını yürüdü.

Gübre füze gibi fırladı.

Tohum desen el yakıyor.

Elektrik desen ateş pahası

Çifçi bu şartlarda resmen şapkadan tavşan çıkaracak duruma gelmişti. Birçok ürünü zararına üretiyordu. Evlerde aş mı kaynatıyordu taş mı kaynatıyordu bilen yoktu hani.

Bu durumun üstüne bir de sel vurdu.

Afet Allah’tan elbette birçok afetin önüne geçmek mümkün değil. Değil ama afet Allah’tan olduğu gibi yaraları sarmakta kuldan hani.

Hani o kullar nerede?

Torbalı çiftçisi banka borçlarını nasıl ödeyecek düşünen nerede? Bir çare üretildi mi?

Ziraat Odası ve Ticaret odası bir zarar tespiti yaptı mı? Çiftçinin yaralarını sarmak için bir acil eylem planı var mı?

Çiftçinin derdine derman olun beyler, yetkililer ve ilgililer size sesleniyorum.

Çiftçi tarlasında ağlarken hiç birinizin Ertuğrul’un göbeğinde kahvede ayak ayak üstüne atıp keyif çayı içmeye hakkınız yok..

Önce Allah sonra kul sorar bunun hesabını..