26 Nisan 2024, Cuma

Son Güncelleme: Bugün

Gündem

1 Nisan 2017, Cumartesi 08:34

DEMOKRASİ KÜLTÜRSÜZLÜĞÜ

Demokrasi kültürümüz birazcık olsaydı, bu yaşadığımız tartışmaların büyük çoğunluğu olmazdı. Feodal bir Ülke miyiz? Kapitalist bir Ülke miyiz? Belli değil, ekonomisi kapitalist sistem ile yönetilmeye çalışılan, siyasi hayatı hala feodal Derebeyliği ile yönetilen ülkemiz de yaşanılan tartışmaların seviyesi nerede olduğumuzun kanıtıdır aslın da. Bir tarafta Osmanlı ve Arap kültürü, diğer tarafta, Padişahlıktan sonra oluşturulmaya çalışılan Cumhuriyet kültürü. Arap saçı veya tarhana çorbası derler ya! Tam da öyle biri. Kişi hayranlığı, lider hegomanyası baş tacımız sürekli.

Ortak akıl ,birlikte duruş, akıllı politika, ortak hedef, çoğulculuk ve başka görüşlere saygı, diğer kişilere karşı sevgi noksanlığı, her düşüncenin kendine göre sistem oturtma çabaları, hukuk tanımazlık. Kulaktan dolma dini inanış. Karma karışık hal oluşturmuş durumda. Yazılı hukuku olmayan Kadı sisteminden, yazılı ve kanuna dayalı hukuka geçilen yargı sistemine uyum sağlayamadık ne yazık ki. Onun içindir ki yargıya olan müdahaleler ve oluşan siyasi kilime göre yargı davranışları. Sadece Ergenekon diye adlandırılan dava toplumsal kültürümüzün hangi boyutta olduğunu gösterir durumda. Kendinin de bir birey olduğunu bilmeyen, bu kültür ile yetiştirilip, geliştirilmeyen insanlar sürekli kendine hep o lider arayışın da olmuştur. Oysa Lider denilen de kendisi gibi bir insandır. Ondaki beyin onda da vardır, farkında değil.

Daha düne kadar Padişahın Kulu idik. Bu olgudan hala kurtulamadık. Yoksa toplumsal kültürümüz bilimsel, çağdaş ,insancıl ve akla dayanır kültürle yoğrulmuş olsaydı, hukukun üstünlüğüne ve yargının kararlarına saygı duymayı bilseydik; Parlamenter sistem ile veya başkanlık sistemi ile yönetilmiş idik çok şey fark etmezdi. Sürekli onla, bunla, şununla veya bununla korkutulan ve dayatılan toplum olmamızın sonucu yoksa bunlar.

Bütün partiler de lider veya başkanlık sistemine uygun zemin sürekli var zaten. Adı da genel Başkan, İl Başkanı, İlçe Başkanı, Kadın kolları Başkanı, Gençlik kolları Başkanı, Sendika Başkanı, Sınıf Başkanı, Kooperatif Başkanı say saya bildiğin kadar. Eski İlçe Başkanı bile hala Başkan. Hiç birisi uzak değil aslında. Başkanlık veya Reis diye adlandırılan bu iki kelimeye, iliklerimize kadar işlemiş durumda..

Asırlardır buyruk yerine getirmeyi öğretilmiş bir toplumdan başka bir şey beklemek olası da gözükmüyor. Yetmez ama yine de tek kişi(Başkanlık) yönetimine hayır, parlamenter sisteme evet. Yaşadığımız sistem içinde birincil sorunumuz bu olmamasına karşın.

Dayan aklım emek ile, bilinç ile.