Bu hafta köşemizde aynı anda hem üzüntü hem sevinci nasıl anlatabilirim yada yazıya dökebilirim onun bir çalışmasını yapmak zorunda kaldım. Her insan için zor olsa gerek. Hadi başlıyorum. İlk olarak daha 15inde Trabzon Maçka'da hayatını yitiren Eren Bülbül ile başlamak istiyorum. Şehit olan kardeşimizin ailesine çevresine başsağlığı diliyorum. Sabırlar diliyorum. Ardından Atatürkçü kimliğiyle tanınmış Meral Ulu hanımefendi. 50 li yaşların baharında kansere yenik düştü. Allahtan rahmet ailesi ve yakınlarına sabırlar ve baş sağlığı diliyorum.

İbrahim Danış kardeşimiz dostumuz meslektaşımız. Geçen Pazar akşamı Yazıbaşı'nda Merve hanımla nişanlandı. Genç çifte Allah tamamını erdirsin. Mutluluklar diliyorum. Bir dost tavsiyesi sayfanda ilişkisi yok yazıyor İbocum onu değiştirmeni tavsiye ederim.

Torbalı’da genç bir yayıncı adı Cenk Çakar. Aylık bir dergiyi Torbalı basınına kazandırdı. Banliyo adlı dergi Torbalının geçmişten bugüne olan yolculuğunu yansıtacak. Cenk Çakar umarım güzel işler başarır. Hayırlısı olsun. Başarılar diliyorum.

Ha bugün ha yarın derken Torbalı Devlet hastanesi açılış tarihi belli oldu. 21 Ağustos pazartesi günü sabahtan itibaren poliklinikler hizmet vermeye başlayacakmış. Dilimizi ısıralım nazar değmesin. Bir an önce hastane halka hizmet versin. Hem dört gözle bekleyişte olan hastalar acil şifalar bulsunlar. Hem de sağlık sektöründe yeni işbaşı yapacak evine ekmek götürecek insanlar işbaşı yapsınlar. Şimdiden emekçi kardeşlerimize kolay gelsin diyorum.

Torbalının 12 eylül mağdurlarından maden mühendisi Hüseyin Yılmaz'dan bahsetmek istiyorum. Hasan kardeşimiz geçenlerde haber yapmış sağ olsun. Bizlerde tekrar varlığını hatırladık. Suçsuz yere hapse giren işkence gören tecrit edilen Hüseyin Yılmaz ağabeyimiz birçoğumuzun bildiği gibi akıl sağlığı yerinde değil ve kapalı alan fobisi var. 37 yıldır sokaklarda yaşıyor. Hasan'ın haberinde okuduğumuza göre kaldığı yerde yıkılmış. Durum vahim. Ben insanlara ölmeden önce değer verilmesinden yanayım. Öldükten sonra vah vahın anlamı yok. En kısa zamanda Hüseyin ağabeyimizi görürsem oturup sohbet etmek istiyorum. Tabi sadece bunla kalmaya niyetim yok. Kendisi için kalıcı çareler aramak niyetim. Önümüz kış. Buradan tüm Torbalı halkına sesleniyorum. “ Hüseyin ağabeyimiz için ne yapabiliriz ?” sorusunu kendinize sormanızı istiyorum. Eğer sorup bir cevap alabiliyorsanız lütfen bana ulaşın.

Yüreğime dert olan bir konu daha var. Şirince Matematik köyünün durumu. Geçen sene Vedat Gökçay arkadaşımla gezip gördüğümüz ve hayran kaldığımız bu köy maalesef yıkılıyor. Her geçen gün bilim yuvaları eğitim yuvaları birer birer yok ediliyor. Bizlerde izlemekle yetiniyoruz. Lütfen geleceğimiz için çocuklar için artık bir şeyler yapalım. Herkesi sağduyuya davet ediyorum.

Son bir konu daha var oda ösym. Bu kurumla 97 senesinde sınavlara girerek tanıdık. O zamanlarda sorular cevap çalınıyordu. Bazı sorular iptal ediliyordu. Bu silsile taaa bugünlere kadar sürdü geldi. Yıl olmuş 2017 ösymde yanlışlar hatalar bitmemiş. O kadar teknolojik gelişmeler de işe yaramamış. Bu sene de deniliyor ki sonuçlar yanlış açıklanmış. Bir çok adayın yeri değiştirilmiş ve bir çok aday açıkta kalmış.20 yıldır gözledik yeter bu gençleri yarış atı gibi koşturtup birbirlerine rakip yaptığınız. İnsanları sömürdüğünüz. Sonra da haklarını gasp ettiğiniz. Hiç mi vicdan yok sizlerde?. Bırakın istifa edin. Ben bir şey diyeyim mi zaten eğitim sisteminden artık kimsenin bir beklentisi kalmadı.

Üniversite mezunu binlerce işsiz insan geziyor sokaklarda. Haliyle gençler bu ağabeylerini ablalarını görüyorlar. Okumak bile istemiyorlar. Suriyeliler sınavsız üniversiteli olacak. Gariban yerli sınav kazanmak için koca yıllarını heba edecek. Ne ala memleket. Eğitim Sen açıklamış.” Kontenjanların yarısı açık kaldı” demiş. Tabi açık kalacak. Gençliğin sonu kötü. Çalışıp emekli olabilme hayalleri bile kuramıyor gençler. İşte madalyonun gerçek yüzü bu.