Son dönemde  belediye yönetimi ile muhalefet arasında en yoğun karşı restleşmenin olduğu konu belediyenin yoğun arsa satışları.. Her belediye meclisi toplantısında bu konu AK Parti grubu, CHP grubu ve MHP’den tek üye kalan Mehmet Vurur arasında  karşılıklı polemiğe dönüşüyor. En son yapılan meclis toplantısında arsa satışı polemiği adeta zirve yaptı. Konuyu ezberden kör göze parmak yazmak yerine önce inceleyelim istiyorum.. Önce teşhisi koyalım sonra hastalığı tanımlayalım.

Öncelikle konuya şöyle bir giriş yapalım.

Belediyelerin gelir kaynakları nelerdir? Belediye kasasına nerelerden para koyar?

90’lı yılların sonuna kadar belediyelerin tek ve en sağlam para kaynağı iller bankasından ayrılan paylardı. Hatta bir çok belediye yönetimi bu payın sadece personel giderine gittiğinden dert yanıp hizmet üretememe noktasında bunun arkasına saklanırdı. Dün Eski Belediye Başkanlarından Hasan Karatoklu’nun 2004 seçimine gitmeden önce hazırlanmış propaganda videosunu izledim.. Videonun sonunda Sayın Karatoklu diyor ki ‘’ Bu zamana kadar Torbalı için gelir kaynaklarımız azdı..Ama yeni bir yasa hazırlanıyor vergilerden de pay alacağız. Gelirimiz artacak.. ‘’

Peki şu anda durum nedir? Belediyeler nerelerden gelir elde eder?

Şu anda belediyelere pek çok kaynaktan gelir transferi oluyor..

Her belediye için ayrılmış düzenli alınan devlet payları yine var.

Çöp ve temizlik vergisi adı altında alınan ve kallavi para tutan özellikle Torbalı gibi nüfusu yüksek ilçelerde çok yüksek gelir getiren çöp vergisi var.

Yine Torbalı gibi kalabalık ilçelerde yüksek gelir getiren emlak vergisi var.

Organize sanayi bölgelerinden yada faaliyet halinde bulunan fabrikalardan alınan vergi payı var... Ki bu gelir yakın zamanda daha da artırılacak.

Durun daha bitmedi.. Trafik kontrol için yollara kurulan EDS diye tabir edilen elektronik kontrol sisteminden de bir çok belediye pay almaya başladı. İleride bu da belediyeler için gelir kapısı olacak.

Peki belediyelerin harcama kalemleri nelerdir.?

Belediyenin en önemli harcama kalemlerinin başında personel gideri gelir.

Mazot, araç yedek parça, teknik ekipman gibi giderleri de koyalım.

Başka.? İşte burada ipin gerildiği noktaya geliyoruz. Nedir o nokta peki?

Eğer yoğun kredi kullanıldıysa o kredinin geri ödemeleri..

Ve devam eden projeler varsa o projeler için ödenecek hakediş giderlerini de ekleyelim.

Peki bu kadar yoğun gelir girdisine rağmen ve kullanılan yoğun kredilere rağmen neden Belediye devamlı arsa satışı yapma yoluna gidiyor? İktisatta buna kaynakların verimli veya verimsiz kullanımı denilir. Eğer kaynaklarınızı verimli kullanmaz, bütçeniz sürekli açık verirse, sürekli kredi kullanımından dolayı geri ödeme sarmalına düşerseniz fırına devamlı otun atar gibi nakit para atmak durumunda kalırsınız.. Yani arsa satar durursunuz..Bu arada kullanılan kredilere  teminatlar gösterildi mi, nereler ipotek edildi ya da edildi mi bilmiyoruz. O işin başka bir acı boyutu.

Bu ilçe devamlı büyüyor. Selçuk sınırına bir taraftan, Gaziemir sınırına öteki taraftan dayanmış durumda. . 2004 yılında bu ilçenin nüfusu 60 binmiş, şimdi 180 bin -200 bin bandında bir nüfus var.. Şimdi soruyorum. İleride bu ilçeye lazım olacak okulları, sağlık ocaklarını, otopark alanlarını, pazar alanlarını vb. bir çok hizmeti nereye inşa edeceksiniz?  Bu ilçenin şu anda bile yoğun şekilde okul sıkıntısı var. İleride bu sorun daha da büyüyecek.. Arsa stoğunuz doğru dürüst olmazsa bu kadar öğrenciye nerede yapılacak okullarda eğitim vereceksiniz?

Torbalı’nın bugünü için geleceğini feda etmek gibi bir lüksü yoktur. Belediye yönetimleri gelir geçer ama Torbalı hep burada olacak.

Bunu asla unutmamak lazım.